“Al-Mudajjinah” ile Ehl-i Sünnet Arasındaki İnanç ve Davranış Farkları
“Al-Mudajjinah” ile Ehl-i Sünnet Arasındaki İnanç ve Davranış Farkları
“Al-Mudajjinah” Teriminin Kökeni
“Al-Mudajjinah” terimi, başlangıçta kendilerini selefi olarak tanımlayan ancak Eş’ari alimlerden eğitim alan veya bu kişilerle yakınlık kurarak onların etkisi altında kalan bir grubu ifade eder. Bu durum, Eş’ari fikirlerini savunmalarına, doktriner hatalarını haklı çıkarmalarına ve aralarındaki farkların önemini küçümsemelerine yol açmıştır. Tutumları genellikle belirsizdir ve bid’at ehline, hatta bazen açık küfre karşı dahi müsamahalıdır.
Al-Mudajjinah’ın Belirgin Özellikleri
- Bid’at Ehlinin Savunulması:
- Al-Mudajjinah, Ehl-i Sünnet’in inancından sapan Eş’ariler ve diğerlerinin görüşlerini karşıt görüşlere adil olma bahanesiyle savunma eğilimindedir.
- Ehl-i Sünnet’i aşırı veya katı olarak tanımlayarak itibarsızlaştırmaya çalışırlar.
- İsyan ve Silahlı Çatışmaları Teşvik:
- Birçok Al-Mudajjinah, yöneticilere karşı isyanları destekler. Bu durum, kaos ve kan dökülmesine yol açar ve Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’in sabır ve istikrarı teşvik eden metodolojisiyle çelişir.
- Delilsiz Tekfir ve Kan Dökülmesine İzin Verme:
- Al-Mudajjinah, muhaliflerini istihbarat ajanı olmakla veya Batı ülkelerinde yaşamak gibi gerekçelerle, delilsiz bir şekilde küfürle suçlar ve bu durumları küfürle eşit tutar.
- Kendilerince kafir ilan ettikleri kişilerin kanını dökmeyi caiz görürler. Buna karşılık Ehl-i Sünnet, kan dökülmesine izin vermez ve bu tür konuları alimlere ve yöneticilere bırakır. Eğer bir yönetici veya alim müdahale etmezse, hüküm Allah’a bırakılır.
- Ehl-i Sünnet’e “Hadadiler” Adını Vermek:
- Al-Mudajjinah’ın Ehl-i Sünnet’in itibarını zedelemek için kullandığı en belirgin yöntemlerden biri, onları “Hadadi” olarak adlandırmaktır.
- Bu terim, özellikle Allah’ın “al-Hadd” (sınır) sıfatını kabul eden Selefi inancına bağlı olanlara yöneliktir. Al-Mudajjinah bu durumu aşırılık olarak yanlış yorumlar.
- Allah için al-Hadd sıfatının kabulü, Selef alimleri arasında yerleşik bir görüştür. Bu, Allah’ın yaratılmışlardan üstünlüğünü, yüceliğini ve onlardan farklılığını ifade eder; Allah’ın yaratıklara benzetilmesi veya sıfatlarının detaylandırılması anlamına gelmez. Bu görüş, “Hadadi” adı verilen yeni bir grupla ilişkilendirilemez.
Ehl-i Sünnet’in Tutumu
Ehl-i Sünnet vel-Cemaat, inanç, yöneticiler ve muhaliflerle ilgili konularda dengeli ve net bir metodolojiye sahiptir:
- İnanç ve Davranışta Ölçülülük:
- Ehl-i Sünnet, Selef’in metodolojisine sıkı sıkıya bağlıdır ve aşırılıktan veya delilsiz tekfirden kaçınır.
- Tekfir Kuralları:
- Tekfir (birini kafir ilan etme) ciddi bir mesele olarak görülür. Bir kişinin durumunu açıklığa kavuşturmak ve hakkı batıldan ayırmak gerekli olsa da, birini kafir ilan etme yetkisi alimlere ve yöneticilere aittir.
- Ehl-i Sünnet, açık ve tartışmasız deliller olmadıkça kimseyi kafir ilan etmez; bu deliller, inancın temel esaslarını ihlal eden açık bir küfrü göstermek zorundadır.
- Allah’ın Al-Hadd Sıfatının Kabulü:
- Ehl-i Sünnet, Allah’ın al-Hadd sıfatını, Selef’in anlayışına dayanarak, Allah’ın yaratılmışlardan üstünlüğünün ve onlardan farklılığının bir parçası olarak kabul eder.
- İmam İbn el-Mübarek şöyle demiştir: “Allah’ın yaratılmışlardan üstün ve onlardan farklı olduğuna inanırız. Allah’ın bir sınırı olduğunu da ancak cahiller inkar eder.”
- Ehl-i Sünnet’i “Hadadi” olarak adlandırmak, gerçekleri çarpıtmaktır. Al-Hadd sıfatının kabulü, Selef’in inancına sağlam bir şekilde dayanan bir görüştür ve yeni bir grubun icadı değildir.
Al-Mudajjinah ile Ehl-i Sünnet Arasındaki Farklar
Al-Mudajjinah | Ehl-i Sünnet vel-Cemaat |
---|---|
Bid’at ehli ve Eş’arileri adalet bahanesiyle savunurlar. | Bid’at ehlinin hatalarını ortaya koyar ve onlara karşı uyarırlar. |
Yöneticilere karşı isyan ve silahlı çatışmaları teşvik ederler. | İsyandan kaçınır ve İslami metodolojiyle ıslahı savunurlar. |
Muhaliflere karşı delilsiz tekfir uygularlar. | Tekfirin ciddi bir mesele olduğuna inanır ve sadece açık delillerle yapılmasını savunurlar. |
Kafir ilan ettiklerinin kanını dökmeyi caiz görürler. | Kan dökmeyi caiz görmezler; hükmü alimlere ve yöneticilere bırakır veya Allah’a havale ederler. |
Ehl-i Sünnet’i “Hadadi” olarak adlandırarak itibarlarını zedelerler. | Allah’ın sıfatlarını, al-Hadd dahil, Selef metodolojisine uygun olarak kabul ederler. |
Sonuç
- Al-Mudajjinah, bid’at ehline müsamahaları, kaosa teşvikleri, delilsiz tekfirleri ve küfürle suçladıkları kişilerin kanını dökmeyi caiz görmeleriyle tanınır.
- Ehl-i Sünnet’in itibarını “Hadadi” olarak adlandırarak zedelemeye çalışırlar; bu asılsız bir suçlamadır ve Selefi inancını itibarsızlaştırmayı amaçlar.
- Ehl-i Sünnet vel-Cemaat, Selef’in inancına sıkı sıkıya bağlıdır ve Allah’ın sıfatlarını, al-Hadd dahil, O’nun azametine uygun bir şekilde, çarpıtma veya antropomorfizm olmaksızın kabul eder.
“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, her şeyi işiten ve görendir.” (Şura: 11).
“Allah’ın ipine hep birlikte sımsıkı sarılın ve bölünmeyin.” (Ali İmran: 103).